Yapay Zeka Her 50 Soru İçin Yarım Litre Su Harcıyor: Görünmeyen Kaynak Tüketimi Tartışma Yarattı


Yapay zeka uygulamalarının enerji tüketimi uzun süredir gündemdeyken, şimdi de su tüketimiyle ilgili çarpıcı bir veri ortaya çıktı. Araştırmalara göre, bir yapay zekâ modeline sorulan her 50 soru için ortalama yarım litre su harcanıyor. Görünmeyen bu kaynak tüketimi, sürdürülebilirlik açısından ciddi endişelere yol açıyor.


Su Ayak İzi: Dijital Teknolojilerin Sessiz Yükü

Yapay zekâ sistemlerinin eğitilmesi ve çalıştırılması, yüksek işlem gücü gerektiren veri merkezlerinde gerçekleşiyor. Bu veri merkezleri, işlemcilerin aşırı ısınmasını engellemek için büyük miktarda su ile soğutma sistemleri kullanıyor. Özellikle doğal kaynaklara yakın bölgelerde kurulan bu merkezler, enerji kadar su tüketimi konusunda da dikkat çekiyor.

Yeni yapılan araştırmalar, yalnızca sohbet botları ve metin tabanlı yapay zekâ uygulamalarında bile, her 50 kullanıcı sorgusunda yaklaşık 500 mililitre su harcandığını ortaya koydu. Bu miktar ilk bakışta düşük görünse de, milyonlarca kullanıcının günlük işlem hacmi düşünüldüğünde ciddi boyutlara ulaşıyor.


Su Tüketimi Nerede ve Nasıl Gerçekleşiyor?

Yapay zekâ sistemlerinde su tüketimi ağırlıklı olarak veri merkezi soğutma sistemlerinde gerçekleşiyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin ABD ve Asya’daki tesislerinde:

  • Bilgisayar sunucularının soğutulması için doğrudan su kullanımı
  • Soğutma kuleleri aracılığıyla buharlaştırma yöntemi
  • Göl, nehir veya yer altı su kaynaklarından çekilen su ile sıcaklık düşürme

gibi yöntemlerle milyonlarca litre su harcandığı belirtiliyor. Bazı tesislerin yıllık su tüketimi küçük bir kasabanın ihtiyacına eşdeğer seviyelere ulaşabiliyor.


Araştırma Raporlarından Çarpıcı Veriler

ABD merkezli araştırmacıların yayımladığı bir çalışmada, yalnızca bir büyük dil modelinin (LLM) eğitimi sırasında bir milyon litreden fazla su harcandığına dikkat çekildi. Aynı zamanda bu modellerin aktif kullanımı da, tahmin edilenden çok daha fazla kaynak tüketiyor.

Çalışmada öne çıkan bazı veriler:

  • 1 saatlik yapay zekâ işlemi, yaklaşık 1.5 litre su tüketimine eş değer soğutma ihtiyacı doğurabiliyor
  • Google, Microsoft ve Meta gibi şirketlerin veri merkezlerinde günlük su tüketimi ortalama 1 – 5 milyon litre arasında değişiyor
  • Chat tabanlı bir yapay zekâ uygulamasının bir kullanıcıya verdiği 50 yanıt, neredeyse bir su şişesi kadar tüketim oluşturuyor

Bu rakamlar, sürdürülebilir dijitalleşme hedefleriyle örtüşmeyen bir tabloyu gözler önüne seriyor.


Su Kriziyle Eş Zamanlı Artan Dijital Tüketim

Dünya genelinde 2030 yılına kadar 700 milyon insanın su kıtlığına maruz kalacağı öngörülürken, dijital teknolojilerin bu kadar yoğun su kullanması eleştiriliyor. Özellikle kuraklık riski yüksek bölgelerde bulunan veri merkezleri, çevre savunucularının tepkisini çekiyor.

Uzmanlar, dijital altyapıların çevresel etkisinin yalnızca elektrik kullanımı üzerinden değerlendirilmesinin eksik olduğunu ve su ayak izi kavramının artık teknoloji planlamalarında öncelikli hale gelmesi gerektiğini vurguluyor.


Şirketler Ne Yapıyor?

Bazı teknoloji devleri, artan eleştiriler üzerine daha çevre dostu çözümler geliştirmeye başladı. Bu çözümler arasında:

  • Kapalı devre soğutma sistemleri ile suyun yeniden kullanımı
  • Yağ bazlı veya hava soğutmalı alternatif sistemler
  • Veri merkezlerinin yenilenebilir enerji ve düşük nemli bölgelerde kurulması
  • Su kullanımının şeffaf şekilde raporlanması ve denetlenmesi

gibi yöntemler yer alıyor. Ancak bu uygulamalar henüz sınırlı sayıda tesiste hayata geçmiş durumda.


Kullanıcıların Rolü: Dijital Ayak İzi Bilinci

Yapay zekâ teknolojilerinin günlük yaşamda artan kullanımı, kullanıcıların da bu görünmeyen etkiler konusunda farkındalık geliştirmesini gerektiriyor. Bilinçli dijital kullanım, tıpkı karbon ayak izi gibi artık su ayak izini de içermek zorunda.

Basit bir farkındalık listesi:

  • Gereksiz yapay zekâ sorgularından kaçının
  • Bulut tabanlı işlemler yerine yerel çözümleri tercih edin
  • Teknoloji kullanımında verimliliğe öncelik verin
  • Şirketlerin çevresel raporlamalarını takip edin

Bu adımlar, hem bireysel hem toplumsal ölçekte dijital sürdürülebilirliği destekleyebilir.

Back To Top